20 Ocak 2013 Pazar

Bir Şampiyon Doğuyor Bölüm 2 - CACIB İstanbul Dogshow

Hedefimiz Türkiye Şampiyonluğu...Zeytinin yarışma macerasına 23 Eylül 2012 de İstanbul Silivri 'de düzenlenen Uluslararası Irk standartları yarışması ile devam ettik.Bu sefer yarışma uluslararası düzeydeydi.Yarışma'ya Romanya,Sırbıstan,Polonya , Rusya, Bulgaristan , Portekiz gibi ülkelerden iddialı 120 köpek ve  9 hakem katıldı.Anlayacağınız bu sefer işimiz daha zordu.

İlk yarışma sonrası yarışmalar ile ilgili artık daha bilinçli  hale geldim.Zeytinle,  ring'te yarışmalara özel show tasması ile dolaşması için gerekli alıştırmaları yaptık , yarışma günü siyah tüyleri çok daha parlak gözüksün diye özel şampuan kullanmaya başladık.Yarışma tüm gün süreceğinden , kamp sandalyelerimizi , zeytin için su kabı ,mama, tüyleri için fırça vb. hazırlıklarımızı yaptık.

Yarışma daha zorlu ,biz daha hazırlıklıydık.Bu yarışma için deplasmanda bize eşlik edecek taraftarımızda yeğenim Birce'ydi.

Sabah erkenden yola çıktık ,  8.30 da ringte yerimizi almıştık.  Katılım Bursa'ya göre çok daha fazlaydı.Yarışmacıların fazla olması bizi ve özelliklede Birce'yi çok mutlu etmişti,ring'te her ırktan köpeği görebildik.


Hakemimiz Carla Molinari
Yarışmada her zamanki gibi Zeytin önce kendi ırkı içerisinde değerlendirildi ,daha sonra küçük ırk grupları arasında değerlendirmeye katıldı.Portekizli hakemimiz Carla Molinari'nin değerlendirmesi sonrası ,aldığımız ünvanlar;

- CAC-TR/Mükemmel (Türkiye Şampiyon Adayı)(2.kez bu ünvanı alıyor,şampiyonluk için kaldı 2)
- CACIB/Mükemmel (Uluslarası Şampiyonluk Adayı)
- BOB (Best Of Breed - Irkının En iyisi)

Zeytin Companian Dogs grubunda yer alıyor, kendi ırkı içerisinde BOB olduktan sonra Comp.Dogs grubunda da yarıştı fakat bu sefer rakipler güçlüydü ve derece elde edemedik.Hedef için CAC ünvanını kapmak bizim için yeterliydi


Şampiyonluk için önümüzde hedef olarak 2 yarışmamız daha olacak, yazın Bursa ve Eskişehirde yapılacak yarışmalara katılıp ,Şampiyon olarak ringlere veda etmeyi planlıyoruz.



Onur Tablosu

Güncelleme;
Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazılarımın devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz

19 Ocak 2013 Cumartesi

Bozcaada Tatili

Zeytin'i ilk zaferi sonrası ödül olarak 16 Haziran  haftası Bozcaada'ya tatile götürdük.Birkaç günlük Bozcaada tatili , hem adayı ilk defa görüyor olmak, hemde zeytin ile ilk defa tatile gidiyor olmak açısından bizim için çok  heyecan vericiydi.

Adanın İlk  Pug'ı Zeytin :)
Bursa'dan Bozcaada'ya , Karacabey - Çanakkale - Geyikli rotasından ulaştık.Araba ile yaklaşık 3 saatlik yolculuk sonunda Geyikli'den Saat 10:00 Feribotu ile adaya ulaştık.

İlk işimiz daha önceden ayarladığımız küçük otelimiz bağbadem i bulmak oldu.Kalacağımız yeri ayarlamak  için http://www.bozcaadarehberi.com 'dan faydalandım.Tabiki kalacağımız yeri seçerken birinci önceliğimiz köpek kabul eden bir yer olmasıydı.Bağbadem genç bir çiftin işlettiği çok şirin bir bağ evi .Odalar ana binadan ayrı taş binalardan oluşuyor.Çok fazla kapasiteleri yok 4-5 tane odaları var.Odalar gayet temiz ,birbirinden ayrı binalarda olması insanın kendisini doğayla başbaşa hissetmesini sağlıyor.Tam bir çiftlik hayatı.Zeytin içinde odanın hemen önündeki veranda ideal bir konaklama mekanı oldu.Odaya yerleştikten sonra ilk işimiz kahvaltı yapmak oldu.Bağbadem de kahvaltı mükemmel, ev sahibemizin kendi yaptğı  10-15 çeşit reçelin , domates kurusunun , peynirlerin ,doğal yumurtadan yapılmış omletin tadı halen damağımda.



http://lidyalilarsigorta.com/
Güncelleme;
Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazının devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz

13 Ocak 2013 Pazar

Bir Şampiyon Doğuyor Bölüm 1 - Bursa DogShow

Zeytinin şampiyonluk macerası tamamen bir rastlantı üzerine başladı.Ev-iş yolculuğu sırasında Bursa'da yapılacak Dog Show ile ilgili bir billboard gördük ve yine İlknur'un beni cesaretlendirmesi ile internetten köpek yarışmaları ile ilgili küçük bir araştırma yaptım.Yarışma'ya kayıt olmak için öncelikle köpeğin KİF  (*KIF Hakkında) kayıtlı bir soy kütüğüne sahip olması ve chipli olması vb koşulları (**Yarışma Koşulları) sağlamak gerekiyordu,yarışma son kayıt tarihine  ise sadece iki gün vardı.Öncelikle kayıt işlemleri için KİF Bursa kayıt yetkilisi Ender Çağlayan bey ile tanıştım.Tam kısıtlı süre ve prosedürler yüzünden vazgeçmek üzereyken Ender bey'in yaklaşımı bizi çok fazla heveslendirdi.Ender bey , Zeytin'in kesinlikle ünvan alacağını söylüyordu(nitekim aldı :) )  ve prosedürleri en hızlı şekilde atlatmamıza yardımcı olmuştu.2 günlük süreç sonunda Zeytin, soy kütük belgesi olan(her ne kadar anası babası belli değil yazsada )  , chipli ( chip deri altına takılmalı,kıyamadım bizimki halen zarfında) ve 10 Haziran 2012 Bursa Dog show kataloğunda yerini almış bir köpekti.

Irk Standartları/Güzellik yarışmalarında benim gözlemim 2 ana grupta katılımcılar oluyor; 1. Irkının en iyi temsilcisini ürettiklerini düşünen köpek üreticileri ve köpekleri ,  2.Köpeklerini tutkuyla seven amatörler .Bizim katılma sebebimize gelirsek ; köpeğimizle birlikte ailece bir heyacanı paylaşmak ve benim yarışmacı kişiliğim.

Yarışmanın yapılacağı güne kadar zamanımız çeşitli yarışma videoları izleyerek ve hergün Zeytin'le beraber ring 'te nasıl yürünür çalışması yaparak geçti.

Yarışma günü sabah 8.30'da yanımızda taraftarlarımızla (Sebla,Serkan,Nur ve Eşi)  sahalarda yerimizi almıştık,Zeytin olayın odak noktası olduğu için çok mutluydu.

İlk yarışmamızda hakemimiz Agnieszka Onuk yaptığı değerlendirme sonucu Zeytin'e;
 * CAC - Mükemmel derece ile Türkiye Şampiyon Adayı ünvanı (Bu ünvanı 4 kez alan köpek Türkiye Şampiyonu oluyor)
* BOB - Best Of Breed (Irkının En iyisi)
*BOG 2 - Best Of Group 2. (Grubun ikincisi) (1.liği ezeli rakibimiz olan bir fransız bulldog a verdik)

ünvanlarına layık gördüler.



Günün sonunda "Vay be bizim Zeytin'e bak"demiştik,bugüne kadar benim kazanıpta eve sokamadığım madalyaları ve kupayı , Zeytin evimize getirmişti.Köpeğimizle beraber birşeyler başarmak bizi çok mutlu etmişti,kazanmanın tadını almıştık ve artık hedefimiz ***Türkiye Şampiyonluğu olmuştu.

Bu zafer sonrası ,Zeytini ödül olarak Bozcaada'ya tatile götürme kararı aldık(Adanın ilk PUG'ı)...


To be continued......

 


*KIF Hakkında

Türkiye’de 2006 yılında kurulan Köpek Irkları ve Köpek Bilimleri Federasyonu ( KIF ) merkezi Belçika da olan. Tüm Dünyadaki Köpek Irklarının Ülkeler adına kayıt altına alınması ve kayıtlı ırkların soy kütük belgelerinin uluslar arası geçerliliğini, köpek ırklarının gelişimi için bilimsel ve yönetsel organizasyonların düzenleyicisi olan FCI’ a 14.10.2010 tarihinden itibaren kontratlı üyesi olarak kabul edilmiştir. KIF, ülkemizi Dünya içinde Kinoloji ve köpek ırkları ile ilgili temsil etme yetkisine sahip tek organizasyondur

**KIF Organizasyonu CAC ve CACIB yarışmalarına Girebilme Koşulu Üzerine;
CAC Irk Standartları Yarışmaları; kısaca ulusal şampiyonluk elde edilebilmesi için gerekli olan Şampiyon Adaylığı unvanlarının “ CAC “ verildiği organizasyonlardır. Bu yarışmalara ülkemizde yaşayan köpek sahiplerinin KIF’e kayıtlı köpekleri katılabilir. Bu yarışmalarda KIF’e kayıtlı olmak ve yarışmanın genel kurallarına uygun durumda olmak yeterlidir. Geçmişi bilinmeyen “GSB tipi Soy Kütük Belgesine Sahip Köpekler “ veya FCI’ın henüz kabul etmediği fakat KIF’in ulusal ırk olarak gördüğü ırka ait köpekler CAC yarışmalarında yer alabilir. Elbette bunların dışında FCI Soy Kütük Belgesi sahibi köpekler de KIF kayıtları yapıldıktan sonra CAC yarışmalarında yer alabilirler.

***Türkiye Şampiyonluğu Unvanı İçin:

Minimum 365 + 1 gün geçmek koşulu ile KIF ın düzenlediği CAC veya CACIB Irk Standartları yarışmalarında, 4 farklı yarışma ve 3 farklı KIF ve veya FCI hakeminden CAC almış olmak gerekmektedir.

10 Ocak 2013 Perşembe

Balkabağı Çorbası


Haftasonundan kalan kabakları çorba yaparak değerlendirelim dedik,çokta iyi yaptık,camiamıza yeni bir çorba çeşidi kattık :)



Balkabağı Çorbası


Malzemeler ;

- 1 soğan
- 1 Patates
- 1 Havuç
- 5 Dilim soyulmuş balkabağı
- Tuz
- Krema


Yapılışı ;
- Tüm malzemeyi düdüklü tencereye at,
- 20 dk. pişirdikten sonra blenderdan geçir
- Kıvamını ayarlamak için kaynar su ekle,
- Kısık ateşte pişerken krema ekle ve karıştır.


Afiyet olsun....


İlknur Kaner

Güncelleme;
Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazılarımın devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz

7 Ocak 2013 Pazartesi

Şimdi Uludağ'da Snowboard Zamanı

Kendimi bildim bileli spora meraklıyım , sportmen değilim ama kısa vadeli de olsa çeşitli sporlar yapmak için yeterli hevese hep sahiptim.Yazın Sukay Park ta Cable Wakeboard ile başlamış olduğum board macerama Snowboard ile devam etme zamanı gelmişti.Yan komşumuz kayak hocası Turan abi , en yakın arkadaşlarımdan birisi de her haftasonu soluğu Uludağ' da alan Evren olunca  sezon açılışı ile board öğrenme fırsatını yakalamak gecikmedi. 22 Aralık'ta (Çakma kıyametin ertesi gün) Turan abi ,Evren ve bir arkadaşı ile Uludağ'da idik.


Lojistik Evren'den , Ders Turan abi'den

Sabah 7.30 'da  yola çıktık , çıkışta zorlanmamak için kar sürüşü deneyimi olan bir arkadaşa ve dört iyi kar lastiğine ihtiyacınız var.Uludağ çıkış trafiğine yakalanmamak için sabahın köründe dağ yolunda olmak çok önemli yoksa acemi sürücüler kötü havalarda yolunuzu hiç açılmamak üzere tıkayabilir.Şöför Evren olunca 9 dan çok önce oteller bölgesinde idik.İlk iş Turan abi'nin bana board dersi verecek yeğeni Üstün Üstündağ Hocamla tanıştım , Fahri Otel'in altındaki kayak odasından board kiraladık.Board kiralarken board'un mümkün olduğunca yeni ve hafif olmasına dikkat edin.Hafif olması bence öğrenmeyi kolaylaştırıyor.Board seçiminde bağlamalarında kaliteli ve klipslerinin kolay kapanıyor olması çok önemli.Özellikle de benim gibi göbekli ve ayak uçlarınıza zor uzanacak kadar sportmenseniz :) .


Üstün hoca ile 1 saatlik ders sonunda zirveden tek başıma fren yaparak yavaş yavaş inebiliyordum, 2. saat sonunda ise C ve J dönüşlerini öğrenmiştim.Hoca yapacağını yapmış ,gerisi bana kalmıştı.Gün sonunda kendimi snowboard öğrenmiş olarak kabul ettim.Öğrenmek, özetleyince kolay gözüküyor fakat ilk gün sonunda ağrımayan yerim yok gibiydi.Antrenmanlı değilseniz bir hafta kas , bilek ve kaba et acısı çekmeye hazır olun.Snowboard öğrenmeden önce aşağıdaki linkten başlangıç videolarını izlemenin çok faydası oluyor.

http://snowprofessor.com/how-to-snowboard/beginner-snowboard-lesson

ilk zamanlar düşmenin kitabını yazacağınız için en azından board ile kayma deneyimini arttırmak için internetten bolca video izlemek , www.skiciyiz.biz  gibi siteleri incelemek yerinde olacaktır.

ilk günden sonra her haftasonu soluğu Uludağ da aldım ,hatta hafta içi birgün izin alıp hafta içide çıktım.(hafta içi pistler bomboştu).Artık bütün pistlerde kaymaya hazır hissediyorum.

Benim arkam sağlam ,herkes ahbap  olduğu için lift ücreti gibi sabit ücretler dışında çok fazla harcamam olmadı :) . Herkes için değerlendirirsek

Maliyet Tablosu;

- Yolculuk taksi ile olacaksa 40-50 TL , Minibüs ile olacaksa 10 TL kişi başı(kalkış durağı tophane)
- Kendi aracı ile gelenlere milli park girişi 10 TL
- Board kirası 30 TL ( pazarlık etmeyi unutmayın !)
- Snow Board ders ücreti 120 TL
- Pantalon vb donanım kirası parça , başı 10-15 TL (Uzun vadeli düşünüp kendi elbisene sahip olmak en iyisi)
- Günlük lift ücreti 60 TL
- Çay 5 TL :)


Acemilere öneriler;

- Düşmeye hazırlıklı olun,düşerken dağ ile kendiniz arasına ellerinizi , bileklerinizi koymaya çalışmayın ,bırakın vücut dağa kavuşsun.
- Mümkünse ilk gün  bileklik takarak kayın ( Benim en çok acıyan yerim bileklerimdi.)
- Kask edinebilirseniz kask takın!
- İlk günlerde ayağınızda board ile telesiyeje binmeye kalkmayın,düşerseniz telesiyej kafanıza çarpar, beyin pekmeziniz akar.
- Pantalon ve montun su geçirmez olması çok önemli ,yer ile temasınız bol olacak, bütün gün ıslak gezmek istemezsiniz.
- Ders almadan kendiniz öğrenmeye çalışmayın,başlangıç tekniği çok önemli
- Kot pantalon ile kayak yapanlardan her zaman çekinin,sizi sakatlama riskleri yüksek!



Karlarla kaplı bir tepeden özgürce kendinizi aşağıya doğru bırakırken , her anı adrenalin dolu olan beyaz bir macera yaşamaya hazır olun.Snowboard’a başlamak için ihtiyacınız olan güç içinizde saklı!



Güncelleme;
Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazılarımın devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz


6 Ocak 2013 Pazar

Fırında Pırasa ve Zeytinyağlı Bal Kabağı

İş dönüşünde yemeğimiz hazır olsun diye yarının işini bugünden yaptık.Yeni öğrendiğim iki tarifi denedik . Amaç ; pırasa ve balkabağı yemeyen kocaya ,2 sebze çeşidi daha yedirebilmek.Sonuç ; başarılı ! Mevsimin favori iki sebzesi artık yemek repertuarımızda. :)

İlknur usulü Fırında Pırasa ve Zeytinyağlı Bal Kabağı tarifine gelirsek ;

Fırında Pırasa ;

Malzemeler ,

- 1 Kg. pırasa
- Orta boy 1 havuç
- 1 su bardağı zeytinyağı yağı
- 1 su bardağı yoğurt
- 1 su bardağı un
- 3 yumurta
- Bir miktar rendelenmiş taze kaşar
- 1 paket kabartma tozu
- Tuz

Yapılışı ,

- Pırasaları küçük küçük doğrayıp, havuçları rendeleyin
- Döküm tavada biraz zeytinyağı ile sebzeler diri kalacak şekilde kavurun
- Ayrı bir kapta yağ ,yoğurt ve yumurtayı iyice çırpın
- Un , kabartma tozu ve biraz tuz ilave edin ,karışımı tekrar çırpın
- Pırasa,havuç ve rendelenmiş kaşarı karışıma ilave edin,
- Hazırlanan karışımı fırın kağıdı serilmiş fırın tepsisine döküp, 180 derece ısıtılmış fırına verilir
- 40- 45 dk sonra hazır!


Zeytinyağlı Balkabağı;

Malzemeler ,

- Kabuğu soyulmuş bal kabağı
- Zeytin yağı
- Yoğurt
- Dereotu
- Nane
- Sarımsak ve tuz

Yapılışı,

- Bal kabağını ince ince doğrayın
- zeytinyağlı tavada rengi değişene kadar kızartın
- Yoğurt dereotu,nane ve sarımsağı karıştırın.
- Tuzu ve yoğurtu kabakların üstüne döküp servis edin.


 
Pazartesi yemeği hazır :)  Afiyet olsun

İlknur Kaner

Sedirde Levrek

levrek
Mangalın amansız bekçisi Zeytin
Döküm tavada somon kolaylığına alışınca , 2-3 aydır mangalı unutmuştuk.Tekrar mangal günlerine geri dönelim dedik ve sabah ilk iş sedir ağacını suya yatırdık.Sedir ağacı ile ilk tanışmam saunada ahşap kaplamaların rahatlatıcı kokusu ile olmuştu.Sedir aromatik kokusu ve yanma direncinin yüksek olması sebebi ile saunalarda kullanılıyor.Peki levrek ile ne alakası var derseniz ,onu da amerikalı barbekü kulüpleri ile ilgili web sitelerinde , barbekü tarifleri ararken keşfettim.Amerikalı barbekücüler balık işini bence pek bilmiyorlar ama sedirde levrek fikri bana mükemmel geldi.İşe ilk olarak balığı üzerinde pişirecek sedir ağacını temin etmekle başladık, sedir buralarda yetişen ve kerestecilerde satılan bir ağaç değil .Genellikle toroslarda yetişen bir ağaç olduğu için Kaş tatili dönüş yolunda bulduğumuz bir keresteciden alabildik.Bizim keresteci ne için aldığımı duyunca çok şaşırdı ama Amerikalı meslektaşları sedir plakalarının üstüne marka yapışıtırıp ,mangal için sedir plakalarını yapı marketlerde satıyorlar.Sedir plakası elde ettiysek ve endirek pişirme için kapaklı küre mangalınız varsa lokum gibi ,sedir kokulu levrek yiyebilirsiniz...



Malzemeler ;

- 2 Adet 600 gr civarı mümkünse deniz levreği

- 1 cm kalınlığında kesilmiş sedir plakası

- Marine için gerekli malzemeler (Soya sosu,zeytin
yağı,sarımsak,kekik,defne yaprağı,kırmızı toz biber,kimyon,deniz tuzu)





Yapılışı ;

- Öncelikle 1 gece önceden sedir ağacını ,heryeri su altında kalacak şekilde suda bekletin.Ağacın suyu iyice emmesi mangalda yanmaması için çok önemli
- Baharatları yarım çay bardağı soya sosu , yarım çay bardağı zeytin yağı ve bir miktar su ile karıştırarak marine sosunu hazırlayın
- İçin temizlenmiş olarak aldığınız balığı (ben Metro market ten almayı tercih ediyorum) marine sosu ile karıştırıp 4-5 saat buzdolabında bekletin.
- Mangalı yaktıktan sonra ,sedir plakasının iki yüzünüde ızgara üstüne koyup balık üstünde yapışmasın diye ısıtın.
- Sedirin ısıtılmış ve balığı yatıracağınız yüzüne bir fırça ile zeytin yağı sürün.
- Balıkları sedirin üstünde mangala koyun,30 dk sonra ters yüz edin.Yaklaşık 1 saat sonunda balıklarınız hazır.



Bu yöntemle balık yavaş yavaş pişiyor,kesinlikle yapışmıyor ve yaş sedir ağacının aroması buharlaşarak balığın içine işliyor.Mükemmel bir lezzet kesinlikle tavsiye ederim.

Güncelleme;
Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazılarımın devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz

5 Ocak 2013 Cumartesi

Neden Zeytin'in Bahçesi ?

Zeytin , mangalın amansız bekçisi ,bahçemizin koruyucusu  , belediye sayaç okuyucularının geçit vermeyen düşmanı , ailemizin eğlencesi , dünyanın en güzel PUG'ı. 2011 Nisan'da ailemize katıldığında 1 yaşındaydı.Zeytin'in ilk sahibi iş yerimden saydığım , sevdiğim bir büyüğümdü , ev şartları ve uyumsuzluk gibi sebeplerden dolayı zeytini bize armağan etti.Eskişehire gidip Zeytin'i aldığım gün hala dün gibi aklımda.Zeytini aldıktan sonra Kütahya'ya gidip yaptığım 2 müşteri ziyareti ve ardından 2,5 saatlik Bursa yolculuğu (toplamda 6 Saat gibi bir süre) boyunca hiç kıpırdamadan yan koltukta oturdu,müşteri ziyaretinde tam bir profesyonel gibiydi.Men in Black'ten kopmuş Ajan J ve Frank gibiydik, ikimizde siyah giyiyorduk :) .O yolculuk sonunda, Zeytin benim kalbimi fethetti,eve ulaşıp bahçeye girdiğinde de sevgili eşim İlknur'un.




Dünyanın en güzel PUG'ı derken abartmıyorum,Zeytin KİF (Köpek Irkları ve Kineloji Federasyonu) tarafından düzenlenen 2 ulusal, 1 uluslararası Dog Show 'da BOB ( Best Of Breed) yani ırkının en iyisi ünvanı aldı.Daha sonra detaylı olarak anlatacağım köpek ırkları yarışmalarında ise daimi Türkiye Şampiyonu olmaya çok yakın.Zeytin 2011 Nisan ayından beri Bursa'da eşim İlknur ile yaşadığımız müstakil evimizin bahçesinde yaşıyor.Çekirdek ailemize 3. üye olarak katıldı ve biz onu,oda bizi ailesi olarak kabul etti.




Gelelim Blog adının neden "Zeytin'in Bahçesi" olduğuna ;

Beraber verdiğimiz emeklerle aldığımız evimiz ,eşim ve benim  yaşadığımız, gördüğümüz, duyduğumuz, okuduğumuz  herşeyin gün sonunda paylaşıldığı bizim için kutsal sayılacak ,kendimizi her zaman güvende hissettiğimiz yer.Evimizin bahçesi ise benim, hobi ve meraklarımın odak noktası. Zeytin'de bahçenin amansız bekçisi,ailemizin sembolü  ve bu sebepten de gördüklerimizi ,gezdiklerimizi , öğrendiklerimizi ,okuduklarımızı , yaptıklarımızı anlatcağım Blog'un adı Zeytin'in Bahçesi.






KİF - Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu

**Pug - Evcil Köpekler