11 Ağustos 2013 Pazar

Yeni Bir Heves - Wakeboard

Su üstünde snowboard ya da rüzgârsız sörf keyfi... Birçok sporun birleşimi olan bu yeni su spor dalı gittikçe yaygınlık kazanıyor. Wakeboard adını teknenin yarattığı dalga (Wake) ve tahta (board) dan alan,sörfçülerin icat ettiği, boardçulara hizmet eden, adrenalin , heyecan ve hız dolu bir spor.80'li yıllarda benimle beraber doğan ,2020 de olimpiyatlara dahil edilmesi planlanan bu spora bir de ben el attım.Her zaman ki gibi eşimin teşviği ile ,geçen yaz bir haftasonu Sukay park ile tanıştık.

Kalbim kadar temiz bu hatıra defterine :) öncelikle kısa bir not düşmeden edemeyeceğim;beni bu sporla tanıştıran eşime ve Bursa'yı 365 gün kayak şehri yapma sloganı ile Sukay Park'ı yaratan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'ye sonsuz teşekkürler.Belediye Başkanı'nın yaptığı işten memnun olduğuna eminim fakat eşimin her hafta sonu benimle sukaya gelmekten memnun olup olmadığına emin değilim.


Gelelim Wakeboard'un doğuşuna (Bir Blog'dan alıntı) ;

Şu San Diego enteresan bir yer. Tüm yeni nesil mucitler oradan
çıkmakta. Tabi bu mucitlerin fizik veyabiyoloji gibi sıkıcı
araştırmalarla ile uzaktan yakından ilgisi yok.
Onlar ne hikmetse 1985 deTony Finn’in yaptığı gibi “Skurfer” denen
enteresan bir board icat edebiliyor ve her plajda zıpla*****
insanlara bu garip görünüşlü post modern şişko ve güdük sörfün suda
gittiğini ispatlamaya kalkışabiliyorlar.
Sonra 80’lerin sonunda Herb’OBrien çıkmış ve madem birileri bu
tahtanın üstünde takla atmak istiyor bari adam gibi bir tasarım
yapayım da rahat etsinler demiş.
Sonrası tahmin ettiğiniz gibi. İlk
basınç kaynaklı yarı yüzerlikli wakeboard ile sudan kalkabilme
özelliğini kazanan bu aktivitenin seri üretime geçmesi ve bugünkü
dev endüstriye dönüşmesi için pek fazla zaman geçmesi gerekmemiş.
amerikalılar eglenmesini biliyor ,
canyeleği,board ve sizi cekecek bir tekne ..
Spor ilk olarak tekne arkasında başlamış fakat Sukay Park gibi Kablo Park (Cable Park) larda bu sporu yapmak hem maliyet açısından daha ucuz hemde fiziksel koşullar itibarı ile daha eğlenceli.

Birazda Mekanımız Sukay Park'tan Bahsedelim;

Her ne kadar biz yeni idrak etsek te ,Sukay Park 4 yıl önce Türkiye'nin ilk Kablolu Su Kayağı tesisi olarak Bursa'da hizmete açıldı.Öğrendiğim kadarı ile Belediye başkanı Recep Altepe'nin yurt dışı gezilerinde görüp Bursa'ya uyarlama isteği ile ortaya çıkan bir tesis.Kim akıl ettiyse çok iyi etmiş çünkü tesis öncülüğü ile sporun Türkiye yayılmasına ve Bursa'dan şampiyon sporcular yetişmesine vesile oldu.Bu yaştan sonra amatörlüğün ötesine gidemeyeceğimi bilsemde ,Türkiyenin en iyi wakeboardçu gençleri ile beraber kaymak bile güzel.
Sukay Park sadece wakeboard değil waterski , kneeboard , mono vb su sporlarını yapabileceğiniz bir mekan.Tesis'te sporların herhangi birinden başlayıp ders alabilirsiniz.Bunun yanında zaten spora yeni başlıyorsanız 2 saatlik başlangıç dersini almalısınız (Ücreti 20 Tl civarı).
Wakeboard yapmak için tesis kuralı gereği can yeleği (impact vest'te olabilir) ve Kask kullanmak zorundasınız.Bu malzemeleri board ile beraber kiralayabilirsiniz.Kira ücreti ve 2 saatlik kayma ücreti sadece 25 TL.Tesis sabah 10 da açılıyor,kapanıi ise saat 19:00 'da.Bursa'da olan ve denemeyen varsa çok şey kaçırıyor.
Bu arada Bursa Sukay Park 'tan sonra Kocaeli Gölkay , Samsun Sukay , Antalya Hipnotics gibi birçok tesis hizmete girdi.

Wakeboard 'a Başlarken Nelere Hazır olmalı? ;

- Yukarıdaki video'da benim yaptığım gibi bol bol düşmeyi hazır olmalısınız
- İzleyenlerin sizin düşüşlerinize gülmesine hazır olun
- Bol Bol su yutacaksınız
- Denemenin ertesi gün ve devam eden bir hafta bütün kol kaslarınız ağrıyacak
- çok eğleneksiniz :)
- 2-3 günlük deneme sonunda aşağıdaki video'daki gibi jump start yapabilirsiniz

Wakeboard 'un faydaları ;

- Board'un üstüne ilk çıkabildiğiniz turdaki mutluluk tarif edilemez,bu spor insana başarmanın ne demek olduğunu hatırlatıyor.
- Kablo sizi yaklaşık 30 Km hız ile çekiyor,zıplamalarada başlarsanız adrenalin ile beraber sınırsız eğleneceksiniz.
-  Her Pazar benim için New Trick Sunday ,çok fazla birşey yaptığım yok ama sürekli küçük yeni numaralar yapmaya çalışıyorum.Başardıkça kendime güven duygum artıyor.
- Wakeboard gerçek bir spor, Kol , göğüs ve bacak kaslarımın gerçekten geliştiğini hissediyorum.İlk haftalarda çektiği kas ağrıları boşuna değildi.Unutmayın No Pain, No Gain!
- Sporcudan zarar gelmez,iyi insanlarla tanışabilirsiniz.

Birkaç Çaylak Tavsiyesi;

- İlk denemenizde mutlaka ders alın
- Park Kurallarını çok iyi öğrenin ,önünde düşen biri varsa(gerekli deneyime sahip olana kadar) kabloyu bırakmak gerekliliği gibi basit kuralları uyun.
- Kask ve Can yeleği kullanın
- Isınmadan spora başlamayın,yoksa bel vb bölgelerde ciddi sakatlıklar olabilir.
- Board ve Suda kayış mantığını tamamen kavramadan atlamalı zıplamalı olaylara girmeyin.Atlama dedimde buda benim ilk Kicker Jump'ım :)  ;



SukayPark'ta görüşürüz :)


Sevgiler

Cahit Adil Kaner


Güncelleme;
Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazılarımın devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz

http://www.lidyalilarsigorta.com/
















8 Ağustos 2013 Perşembe

Gökçeada Tatili

 Bloga mayıs ayından beri yeni bir şey ekleyemedim.Kendime yarattığım yeni uğraşlar ,yoğun iş temposu vb  bahaneler derken blogu baya bir boşladık.Arayı Gökçeada tatili yazısı ile kapatmakta fayda var.Geçen yıl yaptığımız iki Bozcaada tatili sonrası kafamızın bir köşesinde hedef olarak yer almıştı Gökçeada.Bunun yanına birde benim yeni hevesim kitesurf eklenince soluğu , Güneşin en son battığı vatan toprağı ,rüzgarı meltem adada aldık.Amacımız bir taşla iki kuş vurmaktı ,hiç görmediğimiz yeni bir yeri keşfetmek ve yarım kalmış kitesurf eğitimini tamamlamak.

Gökçeada popüler olan birçok tatil yöresinden farklı ve sanırım henüz tam olarak keşif edilmemiş olması sebebi ile halen doğallığını koruyor.Tatilden döneli henüz birkaç gün olmasına rağmen genelde nereye gittiğimi soran arkadaşların ikinci sorusu "gökçeada mı ,bozcaada mı?" oluyor.Aslında cevap  kişiye göre değişir ,örneğin kitesurf cenneti olması sebebi ile Gökçeada benim için vazgeçilmez.Daha objektif bir karşılaştırma yapmak gerekirse;
- Gökçeada Türkiyenin en büyük adası ,adadaki yerleşim merkezleri arası Bozcaadaya göre daha uzak ve ulaşım imkanı arabanız yoksa zor.Dolayısı ile Arabası olmayan için Bozcaada daha cazip
- Gökçeada'nın her yeri doğal su kaynağı dolu ,tarım Bozcaadadaki gibi tek düze (bağcılık) değil.Su kaynaklarının yanına ana karaya uzaklık ve iklimde eklenince ada tam bir organik tarım cenneti.Organikçiler Gökçeada 'yı sevecektir.
- Gökçeada tatilde sportif aktivite sevenler için cennet.Sörf ,kitesurf , dalış yapmayı sevenler gökçeadayı tercih etmeli.Gece gezmesi için ise Gökçeada sıfır diyebiliriz.
- Bozcaadaya denizden ulaşım feribot ile 30-40 dk. ,Gökçeadaya ise ulaşım 2 saati bulabiliyor.
- Bozcada rakı ,balık ve mezelerin buluştuğu mükemmel mekanlara sahip, Gökçeada bu konuda nispeten daha zayıf.Ama Gökçeada oğlak ve kuzu dolu .Özgür ve mutlu kuzu ve oğlakların tadını merak edenler ,Gökçeadaya gitmeli
- Gökçeada hem konaklama hemde yemek anlamında Bozcaada 'ya göre çok daha ucuz.
-Gökçeada denizi Bozcaada'ya göre daha sıcak.
Sonuç olarak iki adada görülmeye değer.

Gelelim ulaşıma;

Biz sabaha karşı 4'te Bursa'dan yola çıktık ,sabah saat 7'de Çanakkale'de idim.Sanırım feribota yetişicem diye biraz fazla hızlı gittim,Biga civarındaki sineklerin 7 ceddi bizim arabanın ön kaputunda hayata veda etti.Çanakkale'den 20 dk.lık  feribot yolculuğu  ile Eceabat'a ,oradanda Kabatepe'ye ulaştık .Saat 7:30 da ,08:00 Kabatepe - Gökçeada feribotu için sıraya girmiş olmamıza rağmen ilk feribota binemedik.Bir sonraki feribot ile 1 saat 15 dk'da  Gökçeada'ya ulaştık.Ulaşım ile ilgili anadoludan gelenlerin için dikkat edilmesi gereken iki nokta var;
- Çanakkale'den Eceabat'a geçerken Kabatepe-Gökçeada feribotuna bineceğinizi söylerseniz 2 kez feribot ücreti vermiyorsunuz
- Yoğun dönemlerde ve haftasonları feribot saatinden 1 saat önce feribot kuyruğunda olmakta fayda var .Feribot için önceden bilet almak veya rezervasyon yapmak mümkün değil.
Diğer şehirlerden Gökçeada'ya Uçak gibi farklı seçeneklerde var.Bu adres'te konu ile ilgili detaylı bilgileri bulabilirsiniz.



Konaklama;

Adada konaklama için butik otel,pansiyon vb birçok konaklama imkanı var.Biz konaklama için Bademli Köy'de süper manzarası olan imbroz organik hoteli seçtik.Ama otelin lokasyonun tepede olması ,araba ile ulaşımın zor olması gibi sebeplere kötü oda koşulları da eklenince otele birgece dayanabildik.Ertesi gün soluğu Aydıncık plajındaki Surf Otelinde aldık.Sörf  yapacaksanız bu otel vazgeçilmez gözüküyor.Otel tam tuz gölü ve aydıncık plajı arasında kumsalda yer alıyor.Odanın camından sağa bakınca wind surf çüleri sola bakınca Tuz gölündeki kitesurf çüleri izleyebiliyorsunuz.



Güncelleme;Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazının devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz






20 Mayıs 2013 Pazartesi

Çuval Dolusu Patates



Hazır organik tarım işine el atmışken , uzun zamandır çeşitli yerlerde okuduğum çuvalde patates yetiştirme denemesini yapalım istedim. İşe evdeki cücüklenmiş patetesleri ayırmakla başladım.Patatesleri bıçakla 4-5 parçaya böldükten sonra, 2 tane çuvalı 15-20 cm derinlikte olacak şekilde kıvırarak içine daha önceden sebze ormanı için hazırladığım toprakla beraber patates parçalarını ektim.Ekimi bahar başlangıcında yaptığım için sulama gibi işleri doğa benim için yaptı.Patates parçaları yavaş yavaş yeşillendi ve 50 cm kadar boy attı.Bitki boy attıkça kıvırdığım çuvalı uzatarak toprak eklemesi yapacağım.Hasat için ise bitkinin çiçek açıp ,sararıp solmasını bekleyeceğim.Beklentim  2 çuval patates elde etmek,bakalım nasıl olacak.





Gelişmeleri paylaşacağım...









Güncelleme;
Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazının devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz

19 Mayıs 2013 Pazar

Sebze Ormanı

  Bir aydan fazla zamandır blogumuza yeni birşeyler yazmadık ama  bu geçen zamanda boş durduk anlamına da gelmiyor.Geçen zamanda zeytinin bahçesine Galatasarayın şampiyonluk sevinci ve sebze ormanı projesini getirdik.

Uzun zamandır takip ettiğim bir blog  adresi  olan http://blog.meyvelitepe.org etkilenerek , bahçenin bir bölümünü sebze bahçesi haline getirmeye karar verdim. Hedefim kısıtlı bir alanda(yaklaşık 10 m2)  mümkün olduğunca fazla çeşitte sebzeyi ,her hangi bir tarım ilacı kullanmadan organik olarak yetiştirmek.
 Kendi emeğimle yetiştirdiğim ,gelişimini izlediğim sebzelerin tadına bakmak çok zevkli olacak. 
 
Sebze yetiştirme yöntemi olarak ise sıradan yöntemler yerine kardeş bitkiler yöntemini kullanmaya karar verdim. Sebze yetiştiriciliği  ile ilgili internette birçok kaynak var ,benim en çok faydalandıklarım ise http://blog.meyvelitepe.org ve http://organikoop.com/  adresleriydi.Öncelikle eski kontraplaklardan 30 cm yüksekliğinde 10 m2 lik bir ada (sandık) oluşturdum.Bunun içini ise cocopeat ,elenmiş keçi gübresi ve elenmiş bahçe toprağı ile doldurdum.Böylece sebze adasını fazlası ile geçirgen ve enerji dolu bir toprak karışımı ile doldurmuş oldum.Sebzeleri yükseltilmiş bir adada yetiştirmemin sebebi istediğim toprak karışımını rahatlık sağlayabilecek olmam , topraktan gelecek zararlıları engelleyebilecek olmam ve kontrol imkanının çok daha kolay olması.
Adamızı oluşturduktan sonra geriye sebze ormanının fidelerini yerleştirmek kalmıştı, aşağıdaki Kardeş Bitkiler tablosundan yararlanarak sebze ormanına;  
- 3 adet pembe domates 
- 3 adet sırık domates
- 2 adet biber
- 2 adet salatalık
- 2 adet fasulye (tohumdan)
- Kadife çiçekleri
- Fesleğenler 
- Karpuz
- Kavun
- Balkabağı
- Patlıcan 
- Adanın dışına soğan ,sarımsak,dereotu ,maydanoz ,marul, kekik
- Yine adanın dışına çuvalda patates

Yöntem komşularında çok ilgisini çekti , bu kadar çeşidi bu kadar bir alanda yetiştirebileceğime pek inamıyor gibiler ama yardımlarınıda esirgemiyorlar.Koşularımız sırıkların yerleştirilmesi ,domates fidelerinin budanması vb birçok konuda destek oldu.Geçen 2-3 haftalık süreçtede sebzelerin gelişimi hiçte fena değil,sebzelerin 19 Mayıs itibarı ile son durumları aşağıdaki gibi ;
Dereotları ve kardeşi Kadife
Domatesler
  



Balkabağı
Fasulye













































































Bitkilerin gelişimleri vebakımları ile ilgili detayları paylaşmaya ilerleyen günlerde devam edeceğim....





KARDEŞ BİTKİLER TABLOSU  *http://organikoop.com/ adresinden alıntıdır.

Sebze Özellik İyi komşu Kötü komşu
Adaçayı Sümüklü böcekleri uzaklaştırır ve havuç sineğinden korur Havuç, lahana, brokoli Salatalık, Kornişon
Bakla   Dereotu, enginar, ıspanak, marul, mısır, yabani havuç, patates  
Meyve ağaçları ve üzüm bağları   Meyve veren ağaçlar ve üzüm bağları, % 15'i hardal olmak üzere genel olarak, baklagiller ile birlikte ekilmekten hoşlanırlar.  
Bezelye   Turp, sater otu, salatalık, kabak (sakız), kereviz, marul, patlıcan, ıspanak, (genç) patates, nane. Sarmısak, soğan, pırasa, patates (uzun yetişme dönemli olan), fasulye, domates, maydanoz
Biber   Domates, havuç, fesleğen/reyhan, patlıcan Ispanak
Biberiye Kelebeklerden, yaprak pirelerinden ve havuç sineklerinden korur. Havuç, lahana, fasulye  
Brokoli   Salatalık, patates, kereviz, pancar, nane, biberiye. Çilek, turp, domates.
Çilek   Hodan, ıspanak, marul, fasulye.   
Civanperçemi faydalı böcekleri çeker, baharatların esans yağ oranlarını artırır, birçok böceği uzaklaştırır. Baharatlar, aromatlar.  
Domates Yapraklarından bitki koruma amaçlı domates yaprağı özü elde edilir. Sarımsak, kuşkonmaz, fesleğen/reyhan, havuç, kişniş, yaprak kereviz, kök kereviz, lahana, karnıbahar, soğan, ıspanak, bodur fasulye, sırık fasulye, kuzu gevreği, turp, maydonoz, biber, pırasa, aynısafa, kadife çiçeği. Salatalık, kabak, patlıcan, patates, yer lahanası, kırmızı lahana, rezene, bezelye, kırmızı pancar.
Enginar   Bakla, bodur fasulye, marul, soğan, bezelye, turp.  
Fasulye (bodur)   Dereotu, enginar, kuşkonmaz, patlıcan, kırmızı pancar, hodan, havuç, kök kereviz, hindiba, lahana, brüksel lahanası, karnıbahar, kıvırcık lahana, yer lahanası, salatalık, kornişon, çilek, marul, mısır, şalgam, pırasa, patates, turp, sater otu, domates. Sarımsak, rezene, sırık fasulye, soğan, pırasa, bezelye.
Fasulye (sırık)   Patlıcan, salatalık, kornişon, ıspanak, çilek, marul, mısır, patates, domates, turp. Sarımsak, pırasa, yer lahanası, kırmızı pancar, rezene, bezelye, bodur fasulye, soğan.  
Fesleğen ve Reyhan Sinek ve sivrisinekleri uzaklaştırır; domateslerin lezzetini artırır. Domates, kuşkonmaz, biber, patlıcan ve diğer tüm sebzeler, kekik.  
Havuç
Soğanın ve pırasanın sineklerinden korur. Havuç sıralarını ve soğan veya pırasa sıralarını birbiri ardına ekin. 
Sarımsak, hindiba, lahana, kişniş, pazı, bodur fasulye, marul, kuzu gevreği, turp lahanası, soğan, yabani havuç, pırasa, bezelye, turp, teke sakalı, domates. Dereotu, nane, patates.
Hindiba   Havuç, salatalık, ıspanak, bodur fasulye, turp lahanası, pırasa, bezelye, bal kabağı, turp.   Lahanagiller, rezene.
Hodan Arıları ve diğer dölleyicileri çeker; kurtları domateslerden uzak tutar; bir ekildi mi, kolayca yeniden ürer. Domates, kabak, çilek, ve bahçenin diğer bitkilerine de faydalı.  
Isırgan otu 
Bol nitrojen içeren ısırgan otu özütü şeklinde ya da komposta eklenerek kullanılır.
Yapraklı sebzelerin gelişimini sağlar; mantar hastalıklarını (mildiyö), birçok böceği uzaklaştırır; domatesin dostudur.  
Ispanak   Marul, salatalık, kabak, domates, bezelye, pırasa, lahana, patates, turp, sırık fasulye, çilek, bakla, yer lahanası, karnabahar, hindiba, kereviz.  Kırmızı pancar, biber.
Kabak (bal)   Papatya çiçeği (turp için de geçerlidir) hindiba, mısır. Patates, kavun, lahana.
Sakız kabağı   Turp, nane, bezelye, fasülye. fesleğen/reyhan. Patates, karnabahar, salatalık, kornişon, rezene.
Kadife çiçeği Nematot ve diğer zararlı haşereleri kontrol altında tutar, yaprak bitleri ve toprak pirelerini uzaklaştırır; bahçenin etrafına bordür olarak ekin. Patates, domates, kuşkonmaz, fasülye, lahana ve çoğu bitki  
Karnabahar   Kırmızı pancar, kök ve yaprak kereviz, salatalık, kornişon, ıspanak, bodur fasulye, marul, kuzu gevreği, nane, yabani havuç, arıotu, bezelye, biberiye, adaçayı, aynısafa, domates. Lahanagiller, Hindiba.
Kavun   Lahana, bodur fasulye, marul, mısır.   Salatalık, kornişon, bal kabağı, sakız kabağı.
Kekik Beyaz sinekleri uzaklaştırır, lahanaları korur. Lahana, brokoli.  
Kereviz (Kök) Lahana kelebeklerini uzak tutar.  Lahana, pırasa, adaçayı (salvia), karnabahar, salatalık, kornişon, rezene, bodur fasulye, bezelye, patates, turp, domates.   Marul, maydonoz.
Kuşkonmaz   Sarımsak, bodur fasulye, soğan, maydonoz, pırasa, bezelye, domates. Kırmızı pancar
Lahana   Dereotu, kırmızı pancar, hodan (Borago officinalis) , havuç, kök ve yaprak kereviz, salatalık, kornişon, ıspanak, bodur fasulye, zufa otu, marul, kuzu gevreği, kavun, nane, yabani havuç, bezelye, patates, biberiye, adaçayı (salvia officinalis), aynısafa, kekik, domates, peru veya latin teresi (Tropaeoleum majus). Hindiba, çilek, sarımsak, soğan, pırasa, çilek, turplar, hardal otu ve diğer turpgiller.
Brüksel Lahanası    Frenk maydonozu, bodur fasulye, marul, kuzu gevreği, şalgam, soğan, bezelye, aynısafa. Diğer lahanagiller, hindiba. 
Yer lahanası
(Kolrabi) 
  Kırmızı pancar, salatalık, kornişon, pazı, ıspanak, marul, fasulye, soğan, yabani havuç, pırasa, bezelye, turp, patates, aynısafa. Diğer lahanalar, hindiba, rezene, çilek, sırık fasulye, domates. 
 

Güncelleme;
Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazılarımın devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz

22 Nisan 2013 Pazartesi

Bahçemdeki Türler - Kadife Çiçeği

Eğitim dönüşü Yalova'dan bir kasa kadife çiçeği ve fesleğen aldım. Kadife çiçeği turuncu ponpon çiçekleri ve  güzel kokusu ile  ilkbahardan yaz sonuna kadar bahçemizi süsleyecek , fakat bize (hatta komşularımıza da)  fazla gelecek kadar  almamın sebebi bu değil. Bu sene kardeş bitkiler projem kapsamında bahçenin arka tarafını sebze bahçesi haline getirdik , yükseltilmiş sebze yastıklarında organik bir sebze ormanı yaratmaya çalışacağım. Kadife çiçeğinin görevi de bizim bostana yararlı böcekleri çekmek , zararlı olanları kovmak. Çiçeğin güzel kokusu ve rengi sebze bahçesini uğur böceği ve arı gibi yararlı böceklere çekici hale getirecek. Aynı zamanda beyaz sinek, domates kurdu , salatalık böceği gibi özellikle domateslere zararlı bitkileri bostandan uzak tutacak.

Kadife çiçeği (marigold veya tagetes) , zahmetsiz oluşu ve gösterişli çiçekleri nedeniyle, sevilen bir yaz bitkisi;

 TOPRAK: Kadife, toprak açısından fazla nazlı değildir. Geçirgen ve verimli toprak sever. Organik maddece zenginleştirilmiş, iyi işlenmiş her tür toprakta yetişir. Mutlu olması için toprağı suyu tutabilecek şekilde olmalıdır.

 BAKIM: Dik büyüyen, etrafa hoş koku yayan, otsu, tek yıllık bir bitkidir. Güneş ya da yarı gölgede sağlıklı gelişir. Bakımı çok kolay olan kadife çiçeği, tarhlara ve bordürlere çok yakışır. Hemen her yerde rahatlıkla yetişir. Aşırı sulama ve fazla gübre kullanımı bitkinin yeşile kaçmasına neden olur ve çiçek açmasını geciktirir. Yüksek boylu olan çiçeklere daha fazla su verebilirsiniz. Solan çiçeklerin kesilmesi çiçeklenmeyi arttırır. Kadife çiçeği yapraklarının keskin bir kokusu vardır. Bu koku bazen rahatsız edici olabilir. Ama sebze bahçelerine dikildiği zaman birçok zararlıyı bahçeden uzak tutmayı başarır. Ayrıca çiçekler sebze bahçesine farklı bir güzellik katar. Çiçeklenme bittikten sonra bitki yerinde bırakılmamalı, mutlaka sökülmelidir.

ÜRETİM: Kadife, bol tohum veren bir bitkidir. Bu tohumlar mart ayında bahçeye serpilir. Yerinde büyütülebilir ya da çıkan fideler başka yerlere şaşırtılır
.
ÇİÇEKLERİ: Yaz başından sonbahar sonuna kadar çiçekli kalır. Çiçekleri, 5-10 santimetre aralıklarla dikebilirsiniz. Bu çiçekler, sarı, turuncu, kızıl ya da kırmızımsı kahverengi olur. Arada sizi şaşırtabilir. İki rengini bir arada taşıyan ya da beyaz, krem rengi çiçekler açan kadifeler de görebilirsiniz. Fidanlıklardan fidesini 50 Kr’ye satın alabilirsiniz.


Güncelleme;
Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazılarımın devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz



13 Nisan 2013 Cumartesi

Bahçemdeki Türler - Mine Çiçeği

Biz onu "Mine Çiçeği" olarak biliyoruz ,latince adı ise "Verbana Officinalis".Kırmızı , mor , eflatun ,mavi ,pembe gibi bir çok güzel rengi olan ,seyretmesi keyifli bir çiçek. Biz kırmızısını tercih ettik .Eylül ayına kadar çiçekli olacağını söylüyorlar(Nisandayız).Adı ve görünüşünün aksi pek nazlı değil .Bol güneşi ve suyunu eksik etmeseniz yeter. Sularken ise sadece toprağını ıslatmaya gayret edin.

Bahçede, balkonda yarattığı güzelliğin yanı sıra filmlerden bildiğimiz kadarı ile (henüz tecrübe edemedik :) ) yanında mine taşıyan insanlar vampirlerin etkisine girmiyormuş.




Birde sevgi hikayesi var Mine Çiçeğinin;

Hakim yetmişlerine merdiven dayadıkları halde boşanmak için başvurmuş çifte sormuş:
“Bunca yıldan sonra niçin ayrılmak istiyorsunuz?”Yaşlı kadın cevaplamış:
“Hakim bey bir ay öncesine kadar aklımda böle bir şey yoktu.Eşim bana mine çiçeği getirdi ,ben de çiçekleri çok severim çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli
aralıklarla sulanmadığında öleceğini söyledi.Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım.Geceleri uykumdan kalkıp çiçeği sulamam gerektiği halde ,bir gün fark ettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp da çiçeği sulamadı.Bunun üzerine ben de bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamamam gerektiğine karar verdim.”

 Hakim kadına hak vermiş ama adettendir diye bir de adama sormuş:
“Senin söyleyecek bir şeyin var mı?” Yaşlı adam cevaplamış:
“Eşimin anlattığı her şey doğru ,tek bir şey dışında.Mine çiçeği çok sulandığında ölür.Karımın kemik rahatsızlığı var ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir ama eşim bunu yapmadığı için ben bu yalanı buldum .”Çiçeği ölmesin diye her gece kalkmak zorunda kaldı.O her uyanığında ben de uyanık olurdum,işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltır,peçetelerle tprağını kuruturdum.Sonra da yatağa gelip ,bana hayatı bahşeden,canımdan çok sevdiğim eşimi doyasıya severdim……”

 


Sevgiler

Cahit Adil Kaner












 

 

31 Mart 2013 Pazar

Ömürlük Dost - Evcil Hayvan Beslemenin Sorumluluğu

Zeytin'in bahçesi bir elemanını kaybetti.Akşam eve geldiğimizde, hint bülbüllerinin sessizliğinden
şüphelenip kafesi kontrol ettiğimde dişi olan hint bülbülümüzün öldüğünü fark ettim.Zavallı eşide sessizce başında bekliyordu.Hint Bülbülleri yalnız yaşayamayacağı için ya yeni bir dişi edinmek, yada tek kalan kuşumuzu aldığımız yere geri vermek gerekiyor.Sanırım ben ikinci seçeneği hayata geçireceğim."Sonuçta minik bir hayvanın eksikliğini bizden başka fark eden olmayacaktır" diyebilirsiniz, ama bu olay benim kendimi ve evcil hayvan besleme mantığını sorgulamama neden oldu.Benim için evcil hayvan beslemek , çevremizdeki insanlara etkisi anlamında sorumluk gerektiren birşey olmaktan çok, beslediğimiz hayvanın hayatı açısından sorumluluk gerektiriyor.Kafeste taze su , yem ,sıcaklık herşey olması gerektiği gibiydi ama evcil hayvan beslemenin sorumluluğu yemek ve su sağlamaktan ibaret değil.Hayvanların doğal hayatlarında , yaşam için temel ihtiyaçlarını, ev ortamına göre çok daha zor  karşılıyor olmaları   kendi özgür iradeleri ve hayatta kalma içgüdülerinin sorumluluğunda.Zincirin ucunda bağlı bir köpeğin hareketsizlikten hastalanması ,kafesteki bir kuşun tek düze yem yemekten ölmesi, ise tamamen insanlarının sorumluluğunda.



Sorumlu bir dost  olmak;
Evcil hayvan beslemek ,farklı insanlar için farklı şeyler ifade ediyor.Evcil hayvanlar,   sadık bir arkadaş ,  bir bekçi , kör birinin rehberi , bir çocuğun eğlencesi ,sevgiliye verilen bir hediye olabiliyor.Bizim için ise ailemizin bir parçası.Sonuç olarak herkes için bir şekilde mutluluk kaynağı olabiliyorlar.

Evcil hayvan beslemek sahibi açısından yararlı , mutluluk verici olsa da yanında bir canlının sorumluluğunu ve bir sürü yükümlülüğü getiriyor.Sorumlu bir dost olmak niyetinde isek,dostumuza bir ömür boyu bir ev ve sağlık bir yaşam sağlıyor olmalıyız.Hayvan dostumuz yaşlandığında  veya hastalandığında ondan kurtulma çabasına girişmemeliyiz.


Sorumlu bir evcil hayvan sahibi olacak isek, sorumluluğun sadece yemek ve barınak sağlamaktan ibaret olmadığını bilmek ve hayvan edinmeden önce şartlarımızı değerlendirmekte fayda var;


  • En önemli koşulu ilk önce yazalım.Evcil hayvan sahiplenmek ömürlük bir sorumluluk ,bir ömür boyu dostumuza sahip çıkacağımızdan emin değil isek ,yol yakınken vazgeçmeliyiz.Popüler evcil dostlarımızın ortalama ömürlerini gözden geçirelim;
- Hamster 2-3 yıl
- Gine Pigi 8 yıl
- Tavşan 10 yıl
- Köpek 18 yıl
- Kedi 18 yıl
- Kuş 5 yıl


  • Ailemizin diğer fertleri evcil hayvan edinmeye hazır mı?Eşinizin veya aile büyüklerinizin özellikle kedi , köpek gibi hayvanlar edinecekseniz ,evcil bir hayvanla yaşamaya hazır olmaları gerekiyor.Evde birisinin  hayvanlara alerjisi olması ,daha yolun başında problemlerin başlaması demek olabilir.
  • Yaşam tarzınıza uygun bir hayvan seçin.Ona egzersiz yaptıracak zamanınız yoksa veya hareket etmeyi pek sevmiyorsanız evde tazı beslemek size göre olmayacaktır.Değişik hayvanların değişik ihtiyaçları vardır,dostunuzu edinmeden önce onun gıda , egzersiz ,barınma gibi ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamayacağınızı araştırmalısınız.
  • Dostunuzun ihtiyaçlarını sağlayacak yeterli kaynaklara sahipmisiniz?Ona kafes,kulübe ,mama,aşı ve veteriner sağlamak için bolca para ihtiyacınız olacak.Koca bir danua'yı balkonda besleyemezsiniz,fiziksel koşullarınızı da gözden geçirmekte fayda var.





14 Mart 2013 Perşembe

Bahar Geldi

Edirne'de ,Kaleiçi civarında oturduk uzun yıllar..
Şanslıydım, bahçeli bir evin çocuğuydum.Bahar aylarında sabah okula gitmek için evin arka kapısından çıkar , bahçenin içinden geçerdim.Şanslıydım, her sabah baharın müjdesini bahçenin görüntüsündeki değişikliklerle yaşardım.
Birgün rahmetli dedemin soğanlarını diktiği sümbüller adası çiçeklenirdi ,başka bir gün ise laleler açardı.
Her sene, tek bir tane meyve veren nar ağacımız vardı,bütün sene boyunca onun meyve vermesini beklerdim.Ağaçlardan önce erguvan çiçek açardı,onunla beraber erik ağacı, sonrada kayısı.Birde unutmadan, kayısı ağacının altında da köpeğim pandanın kulübesi vardı ,sabah ona selam vermeden gitmezdim okula.Yaza yaklaştıkça ,Babaannem "ayva çiçek açtı yazmı gelecek" diye şarkı söyleyerek hazırlardı kahvaltımı.Böyle kaçtane bahar geçti bilmiyorum ama güzel geçti o günler.

Sanırım hala şanslıyım ... Yine bahar geldi,bahçeli bir evimiz var ve her sabah işe giderken baharın müjdesini bahçemizdeki değişikliklerle yaşıyoruz.Laleler açıyor , erik ,şeftali ağaçları çiçeklendi.
Kesin Şanslıyım ....  Bir de, her sabah eşimle el ele işe giderken,bahçe kapısından bizi yolcu eden köpeğimiz Zeytin var.


Cahit Adil Kaner

Güncelleme;
Blog'um www.cahitadilkaner.com adresine taşındı yazılarımın devamına yeni adresimden ulaşabilirsiniz

4 Mart 2013 Pazartesi

Zeytin Arena Zemin Yenileme Çalışmaları

Bahçe bakım sezonunu geçen hafta gülleri ve ağaçları budayarak açmıştık.Bu hafta ise sıra kış boyunca zeytinin üstünde koşturduğu , atlayıp zıpladığı çim zemine gelmişti.

Dökülen yaprakları temizledik , ilk biçme olduğu için uçlardan biraz aldık ,gübreleme operasyonuna geçmeden önce tek tek yabani otları temizledik.Çok yorulduk ama bahçe bahara hazır hale geldi.

İşte ay ay çim bakımı:
Ocak –Şubat ayında
Kışın bu en çetin geçen iki ayında her şeyden önce etrafta büyük ağaçlar varsa bu ağaçlardan dökülen yaprakları devamlı temizlemelisiniz. Çimlerinize yapmanız gereken bir şey yoktur çünkü zaten yeterince yağışlı bir dönem olduğu için toprak kurumaz. Büyük ağaçlardan dökülen yapraklar varsa temizleyin. Bu yağışlı ve çoğunlukla soğuk dönemde pek fazla bir iş yoktur.
    
Mart
Çimler normalde Mart ayında büyümeye başlar. Hava ve toprağın durumu bu ay en ideal halindedir. Dökülen yapraklar için tırmıklama yapmayı ihmal etmeyin fakat tırmıkla çimlerinize de zarar vermeyin.  Soğuk kış günlerini atlatmış olan çimlerinizi bu ay silindirleyebilirsiniz. Aynı şekilde üstlerinden bir parka kesebilirsiniz. Bu biçme işlemi için kuru bir hava seçin ve ay boyunca iki kereden fazla çimlerinizi biçmeyin. Mart ayında aynı zamanda sararmalara bakıp çimlerinizde hastalık olup olmadığını gözlemleye bilirsiniz. Gerekli ise ilaçlama yapabilirsiniz.
    
Nisan
Çimlerinizin gübreleme zamanı olan bu ayda toprak sıcaklığı devamlı artar. Nisan ayının ikinci yarısında çimlerinize Amonyum Nitrat uygulayabilirsiniz. Çok fazla uzamalarını engellemek için sık sık biçebilirsiniz. Çim uzunluğu en az 2,5 santim olmalıdır.
    
Mayıs
Daha sık biçme işlemi yapmanız gerek bir aydır. Çimlerinizin boyunu 2,5 santimin de altına düşürebilirsiniz. Zararlı böceklerle mücadele için en uygun ay da mayıstır. Mayıs ayı boyunca çiminiz kuru fakat toprağınız nemli olmalıdır.
    
Haziran
Haziran ayı genelde kuru ve sıcak geçer. Yaz gübreleme dönemi de bu ay başlar.
    
Temmuz
Temmuz ayı içerisinde çimlerinizi düzenli olarak biçmeli ve sulamalısınız. Sulama işlemini genelde güneş battıktan sonar yapmaya gayret edin.
Ağustos
Bu ayda Temmuz ayında yapılan işlemleri devam edin.
Eylül
Sonbaharın bu ilk ayında öncelikle çimlerin boyunu kışa uygun bir biçimde kısaltmaktır.  Solucanların en aktif olduğu ay bu aydır. 
Ekim
Ekim ayı içinde artık çimleri düzenli biçmeniz gerekmez. Çimler çok daha yavaş uzayacaktır. Ağaçlardan dökülen yaprakları temizlemeyi ihmal etmeyin.
Kasım
Kasım ayında çim alanınızda pek bir işiniz kalmaz. Solucanlara karşı ilaçlama ve yaprak temizliği yeterli olacaktır.
    
Aralık
Aralık ayı dinlenme zamanıdır.

3 Mart 2013 Pazar

Bahçemdeki Türler - Kanarya

Ailemizin yeni üyesi ... LEFTER KüçükKANERiadis..
Lefter KüçükKANERiadis kimdir?
Anavatanı atlas okyonusundaki kanaryalar olan,adını renginden alan BAKIRİ cinsi kanaryaların nadide üyelerinden Lefter , serçegiller familyasında bülbül ötüşü ile meşhur bir kuştur.2012 Mayıs ayında hayata kuşçuda merhaba diyen Lefter ,Aralık 2012 itibarı ile Cimbomlu ailemizin fenerli üyesi olarak evimizin baş köşesine yerleşmiştir.

Zeytinin Bahçesi'indeki türler gittikçe artıyor , ilgilenenler için Kanaryalar ile ilgili biraz ansiklopedik bilgi;

Kanarya Familyası: İspinozgiller (Fringillidae). Yaşadığı yerler: Yabanileri; Kanarya, Azor, Madeira adaları, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika’da su kıyılarındaki ağaçlık alanlarda. Evcilleri; hemen hemen dünyanın her tarafında. Özellikleri: 13-14 cm boyunda, ötücü bir kafes kuşu. Anayurdu Kanarya Adalarıdır. Yabanilerin sırtı gri çizgili zeytin yeşili, diğer tarafları ise sarı-yeşildir. Evciller altın sarısı rengindedir. Tane ile beslenirler. Ömrü: 34 yıl kadar. Çeşitleri: 22 kadar türü bilinmektedir. Birçok ırkı üretilmiştir. Harz, Manchester, Londra, Norveç, Belçika ırkları Ünlüdur.

İspinozgiller ailesinden bir kuş türü. Kanarya, adını aldığı Kanarya adaları ile Azor ve Madeira adalarında yaşayan yabani türden, bütün dünyaya yayılmış bir kafes kuşudur. Süs ve sesi için beslenir. Serçe iriliğinde olup, evcilleri sarı renktedir. Yabanilerin sırtı gri çizgili zeytin yeşilidir, karnı sarımtrak yeşildir. Dişilerin renkleri daha soluktur. Yabani kanaryaların sesi daha etkileyici ve kuvvetli olduğu halde, kafes kanaryaları kadar değişken değildir. Evcillerin renkleri, esaret hayatının etkisi ile sarıya dönüşür. Nadir olarak beyaz ve kırmızımsı olanları da vardır. Tohum ve taze bitkiyle beslenirler. Küçük sürüler halinde etrafı ağaçlarla çevrili göl, dere gibi su kenarlarında yaşarlar. Gülü severler, dişiler tüy, kıl yosun ve köklerden ağaç veya çalılara fincan şeklinde gizli yuvalar yaparlar.

Yılda iki döl verirler. Kış ve sonbaharda bir araya gelirler. Bu esnada erkek kanaryalar uzun ötüşler ve ani uçuşlar yaparak birbirleriyle döğüşürler. Dişi, kahverengi benekli açık mavi renkli 3-5 yumurta yumurtlar. Kuluçka süresi 13 gündür. Bu devrede erkek kanarya dişiyi devamlı besler. Yavrular çıplak ve gözleri kapalı olarak yumurtadan çıkarlar. 17 günde tüylenerek üçüncü hafta sonunda yuvayı terk ederler.

Kanarya, Avrupa’ya 400 sene evvel girmiştir. On altıncı yüzyılda Kanarya Adasından bir gemi, içinde birkaç bin kanarya ile Avrupa’ya gelirken fırtına yüzünden İtalya yakınında karaya oturdu. Gemiciler gemiyi terk etmeden önce kanaryaların kafeslerini açtılar. Elbe Adasına sığınan bu kanaryalar çiftleşerek ürediler. Buradan yakalananlar bütün dünyaya yayıldılar. Uzun süren ayıklamalar sonucu çeşitli ırklar üretildi. Bunların içinde en Ünlüu Almanya’nın Harz Dağlarında geliştirilen soydur. En iyi ve en çok öten budur. Bunların seslerinin güzel olmasında talim ve iyi bakımdan başka Harz Dağlarının iklim ve havasının da etkili olduğu savunulmaktadır. Kanaryaların en süslüsü ve güzeli Norveç kanaryasıdır. Vücutları daha büyük ve tüylerinin rengi kırmızımtrak sarıdır. Soyların karışmasıyla tepeli ve siyahlı olanlar da üretildi. Fakat bunlar pek makbul değildir. Yurdumuzda Alman, İrlanda ve yerli kanaryalar mevcuttur. Yerli kanaryaların rengi sarı, limoni beyazımsıdır. En makbulü sarı renkli ve siyah tepeli olanlardır.

Kanaryaların bakımı: Kanarya beslemek isteyenler önce iyi bir kafese sahib olmalıdır. Bir iki kanaryalık çeşitli tel kafesler vardır. Çok miktarda kanarya beslemek için daha büyük kafeslere ihtiyaç olur. Kafesin altına sık sık değiştirilen temiz kum koymalıdır. Kum yerine taban iki kat tahtadan yapılabilir. Üstteki çıkarılıp tekrar yerine konacak bir tarzda olmalıdır. Temizlik sırasında rahat yıkanabilmesi için çinko veya başka bir maden ile kaplı olması daha uygundur. Kanarya kafesinin konacağı yerin seçimi de önemlidir. Kanaryaların en büyük düşmanı kedidir. Kedi ve başka düşmanlardan korumak için kafesi odada yüksek ve uygun bir yere asmalıdır.

Kanaryalar zor şartlara dayanıklıdır, ancak devamlı olarak temiz hava ve güneşe ihtiyaçları vardır. Bununla beraber hava cereyanından ve aşırı ısıdan korumak, kafesinin yerini günde bir iki kere değiştirmek lazımdır. Sabahleyin, kanarya kafesini güneşli bir pencereye asmalıdır. Sabah güneşi pek hoşuna gider. Fakat güneş ısınınca mutlaka yerini değiştirerek serin bir yere almalıdır.

Kuşa bakanlar, kafesin yeri değiştikçe sabahları ve daima aynı saatte kafesi temizlemeli ve kuşun banyosunu yaptırmalıdır. Kafesi temizlemek için bir masanın üzerine koymalı ve altını çıkarıp temizlemelidir. En iyisi kafesin altındaki tahtayı çıkarınca güzelce yıkamalıdır. Bu saatte kanaryanın banyosu da yaptırılmalıdır. Banyo için çok derin olmayan ve içinde ancak 2 cm kadar su bulunan bir tabak veya özel bir banyo kabını kafesin içine (altı yokken) koymalıdır. Kanarya suyu görünce hemen içine girer ve çırpınıp yıkanmaya başlar. Banyodan sonra kafes kurutulmalı ve altı yerleştirilmelidir. Su ve yem kaplarını da yeniden doldurup yerine asmalıdır. Alışkın olan kanaryaların banyosu kafes dışında da yaptırılabilir. Suyla dolu banyo kutusu kafesin dışına konur. Kafesin kapısı açılınca kanarya hemen dışarı çıkarak yıkanır. Banyodan sonra odanın içinde biraz uçarak ekzersiz yapar. Birçok kuşlar banyo ve uçuştan sonra kendiliğinden kafesin içine girerler.

Genellikle kanaryaların yemleri bazı bitki tohumlarıdır. Yeşilliği de severler. Başlıca yemleri kanarya çimi tohumu, keten ve kenevir tohumları, kuş üzümü vs.dir. Yemlerini normal kararda vermelidir. Kanarya hastalıklarının baş sebebi aşırı beslemedir.

Bazı kuşçular bu tohumları karıştırıp verir. Bu usul iyi değildir. Kanaryaların bu tohumlardan hangisini daha iyi yediğini ve hangisinin dokunup dokunmadığını anlamak için tohumları ayrı ayrı vermelidir. Kanaryalar kenevir tohumunu çok severler. Ağır olduğu için devamlı vermemelidir. Kenevir tohumu kanaryaları kızdırdığından yumurta zamanı az verilmelidir. Bazı kuşçular satacakları kuşları alıcıya çok öttüğünü göstermek için kenevir tohumu ile besleyip kızdırırlar. Fakat bir hafta sonra bu kızgınlıkları geçeceğinden sesleri de kesilir.

Kuş otu ve salatalık gibi yeşil besinler de arasıra verilmelidir. Salatalık, kuşun yetişeceği bir yere kafesin teline bağlanarak verilebilir. İncir gibi tohumlu meyveler de tavsiye edilir. Arasıra katı pişmiş yumurta sarısı, ıslatılmış ekmek, tuz ve kireç ihtiyaçlarını karşılamak için mürekkep balığının kuru kemik parçası kafesin bir yerine asılırsakanarya gagasıyla kopararak yer.

Evcil kanaryaların üreme mevsimi şubattan mayıs sonuna kadardır. Kanaryaları çiftleştirmek için kullanılacak kafes 37,5 cm yükseklikte, 25 cm genişlikte ve 60 cm uzunlukta olabilir. Kafesin tel örgülü olan ön yüzü dışında diğer üç tarafı kapalı olmalıdır ve sallanmayacak şekilde duvara asmalıdır veya ayrıca bir çifthane yapmalıdır. Bir çift kanarya için bir metre uzunluk ve yarım metre genişlik yeterlidir. Her bir çifthaneye bir iki yuva, folluk yapmalıdır. Folluklar tahtadan yapılabileceği gibi küçük tel bir sepet de kullanılabilir. Dişi kuşun yuva yapması için biraz pamuk, keçi kılı veya at kılı koymalıdır. Bu kıllardan bir miktar da kafesin bir tarafına asmalıdır. Kanarya bunları istediği kadar kullanır.

Kanaryalara kuluçka zamanında her zaman verilen yemlerden başka ekmek ufağı ile birlikte katı pişmiş yumurta ve ince istiridye kabuğu vermelidir. Dişi, benekli, mavi yeşil renkli 4-6 yumurta yumurtlar. Yeme kalktığı zaman yerine erkek gelerek yumurtaların üzerine oturur. Yavrular 13 veya en çok 15 günde yumurtadan çıkarlar. Anne ve babaları tarafından beslenirler. Üç hafta sonra her şey yiyebilirler ve ayrı kafeslere konabilirler.

Eğer çok miktarda kanarya yetiştirilecek ise çifthaneyi ona göre büyük yapmalıdır. Yahut bir odayı çifthane olarak kullanmalıdır. Büyük çifthanelere ağaç dalları da sermelidir. Çiftleşecek olan kanaryaları evvela küçük bir kafeste beraber bulundurup birbirlerine alıştırmalıdır. Böyle yapılmazsa erkekler birbirleriyle döğüşür ve çoğunlukla birbirlerinin gözlerini çıkarırlar.

Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
 

16 Şubat 2013 Cumartesi

Bahçe Bakım Takvimi

Bizim şeftali ağacı baharı biraz erken getirdi , hayvancık birkaç günlük sıcak havaya aldandı,sanırım bu onun son baharı olacak :( . Yinede bahar  gelmek üzere ,bahçe faaliyetlerini gözden geçirme zamanı geldi . Ağaçları ve gülleri budamak lazım , erik ağacı içinde sözümüz vardı kayısı aşılayacağız.Nar ağacına çeki düzen vermek lazım,arka bahçeyi sebze bostanı yapma projem aklımın köşesinde ,çimlerin ve çiçeklerin henüz zamanı gelmedi.Kısacası zeytinin bahçesinde aksiyon başlamak üzere.Bahçede yapmam gereken işleri ,  ağaçlar.net gibi güvendiğim  forum sitelerindeki bahçe takvimlerini favorilerime ekleyerek takip ediyordum.Bu takvimleri derleyip buradan takip etmekte fayda var;



Ocak Ayı
Bitkilerin üzerindeki karlarının temizlenmesi don etkisi ve kar kırılmalarının önlenmesi için
gereklidir.

Kırılan dalların temizlenmesi, yaralı dokularını macunlanması, don tehlikesine karşı hassas türlerin sarılarak muhafaza edilmesi, drenaj sorunlarının giderilmesi, göllenmelerin drene edilmesi

Şubat Ayı
Şubat ayı bitki budamaları için en uygun zamandır.

Hava şartları gözönünde bulundurularak (yağışsız havalarda) yapraklı ağaçların, çalıların (meyve ağaçları, süsbitkileri vs) budama işlemi yapılabilir.

Ayın sonlarına doğru bakırlı ilaçlarla bitkilerin gövde ve yaprakları ile gövdenin toprağa bağlandığı toprak çevresi ilaçlanmalıdır.

Mart Ayı
Kıştan çıkan bitkilerin budama ve form verme işleri mart ayı boyunca sürdürülebilir.

Bakırlı ilaçlarla yapılan koruma ilaçlaması da aynı şekilde bu ay içinde yapılmalıdır.

Azot ağırlıklı ilkbahar gübrelemesi yapılarak çimler kuvvetlendirilir.

Kış nedeni ile sararmış olan renkleri normale döner.

Nisan Ayı
İlkbahar gübrelemesi bu ay içinde sürdürülmelidir.

Koruyucu mantar ve böcek ilaçlaması 15 günde bir tekrar edilmelidir.

Nisan ayı içersinde tava gelmiş toprak işlenmelidir.

Mevsimlik çiçekler , bazı soğanlı bitkiler ve çok yıllık yerörtücüler dikilebilir.

Mevsimlik çiçek tohumları bu ayda ekilebilir.

Tohum ekme yoluyla çim tesisi, meyve ağaçlarında göz aşısı için en uygun aydır.

Mayıs Ayı
Mayıs ayında havaların birdenbire ısınması nedeniyle ilk haftadan sonra ekme çim tavsiye edilmez.

Çimler hava sıcaklığına bağlı olarak daha hızlı büyüdükleri için haftada bir kez biçilmeleri gerekir.

Çim alanların düzenli bir şekilde sulanması ve toprağın sürekli nemli kalması sağlanmalıdır.

Böcek ve mantar zararlılarına karşı mücadele bu aydan itibaren eylül sonuna kadar 10 günlük periyotlar halinde tekrar edilmelidir.

Bahçede herhangi bir zararlının görülmediği durumlarda da koruyucu ilaçlar atarak bitkiler ve çim alanlar çevreden gelebilecek zararlılara karşı korumuş olur.

Haziran Ayı
Haziran ayı itibariyle çim boyları uzun tutularak kesilmelidir.

Yaz gübrelemesi için uygun zamandır.

Kuru ve sıcak hava çimlerde renk değişiklikleri ortaya çıkarmışsa Amonyum Nitrat kullanılabilir.

Yine zararlılarla koruma ve mücadele işlemlerine devam edilmelidir.

İlaçlama için havanın yağışsız olduğu günler tercih edilmeli ve gün içerisinde sıcaklığın en düşük olduğu akşam saatleri seçilmelidir.

Temmuz Ayı
Havaların sıcak ve yağışsız olması nedeniyle sulama ve biçme işlerinin düzenli olarak yapılması gerekir.

Bu ay içerisinde çim alanlarda, havalandırma işleminin yapılması çimlerin sağlıklı olarak devamını sağlar.

Çim havalandırma işlemi, çim havalandırma makinası ile ya da havalandırma tırmıkları yardımı ile yapılır.

Çimler boyları uzun tutularak sık sık biçilmelidir.

Zararlılarla mücadeleye devam edilmelidir.

Ağustos Ayı
Temmuz ayında yapılması gereken işlemler yarım kalmış ya da yapılmamış ise; bu ayda tamamlanabilir.

Zararlılara karşı mücadele ve koruma işlemlerine devam edilmelidir.

Eylül Ayı
Çim alanların sonbahar bakımı, bu ayda başlanabilir.

Hastalık veya başka nedenlerle bozulan yerlerin ekme yoluyla tamamlanması yapılabilir.

Yaz boyunca uzun kesilen çimler bu aydan itibaren kısa tutularak
biçilmelidir.

Solucanlar bu ayda aktif duruma geçerler.

Çim kökleri için tehlike oluştururlar.

Bu tür zararlılar için zirai mücadele yapılmalıdır.

Ekim yoluyla çim tesisi için uygun aydır.

Havaların sıcak ve kuru olması durumunda eylül ayının ikinci yarısı tercih edilmelidir.

Ekim Ayı
Ekim ayı itibariyle bahçelerde yoğun olarak yaprak dökülmeleri başlar.

Dökülen yaprakların çim alanlar üzerinden toplanması gerekir.

Temizlenmediği takdirde böcek ve solucan probleminin artmasına dolayısı ile
çimlerin zarar görmesine neden olur.

Ekim ayının sonuna doğru tohum ekme yolu ile çim tesisi sona erer.

Çimlere kış gübresi atmak için uygun zamandır.

Kış gübresi, kış mevsimi boyunca çimlerin potasyum ihtiyacını karşılayarak soğuktan ve dondan etkilenmesini önler.

Çim aların düzenli biçme işlemi sona erer.

Bahar ayında bahçelere dikilen mevsimlik çiçekler, bozulmaya başlayacağından onların toplanıp temizlenmesi yerlerinin hazırlanması gerekir.

Kış mevsimi boyunca çiçek açan mevsimlik çiçekler ( hercai menekşeler,çuhalar,
kış nergisleri, vs.) ve soğanlı bitkiler ekilebilir.

Kasım Ayı
Kasım ayı boyunca çim alarlarda yapılacak işler;dökülen yaprakların temizliği eğer böcek solucan gibi zaralılar görülüyorsa onların ilaçlanarak uzaklaştırılmasıdır.

Kasım ayının ikinci yarısından itibaren, bahçe içerisinde yeri değiştirilmek istenen bitkiler,söküm tekniğine uygun bir şekilde sökülerek istenilen yere dikilebilir.

Meyve ağaçları ve diğer bitkiler yanmış, elenmiş ve fumige edilmiş organik gübre veya inorganik gübre takviyesi ile kış aylarının etkilerinden korunabilir.

Aralık Ayı
Aralık ayı boyunca bahçede yapılacak işler yok denecek kadar azdır.

Mevsim itibariyle kar yağışı olan bölgelerde bitkilerin üzerlerindeki karlar sürekli temizlenmeli soğuğa duyarlı bitkiler sarılmalıdır.

Islak veya donmuş çim alan üzerinde dolaşmaktan kaçınmalıdır.

Bahçe ekipmanlarının bakımı, temizlenmesi yeni sezona hazırlanması için
uygun aydır.

3 Şubat 2013 Pazar

Bahçemdeki Türler - Hint Bülbülü

"Bahçemdeki Türler" başlığı altında bahçemizi ve evimizi bizimle paylaşan canlılardan bahsedeceğim.İlk olarak son gelenlerden yani Hint Bülbüllerimizden başlayalım.

Edi ve Büdü ... evimizin 5.ve 6. üyeleri (1.ve 2. biz , 3.  Zeytin :) , 4. ise daha sonra bahsedeceğim kanaryamız lefter )
Edi ve Büdü Kimdir?
Ülkemizde Hint Bülbülü olarak bilinen bu kuşlar aslında ispinoz ailesine dahildirler ve asıl isimleri zebra ispinozdur.Anavatanları ismlerinin aksine avusturalya ,ötüşleri ise bülbül değil peluş oyuncak düdüğü gibidir.Kolay ürer,zıpzıp zıplar ve eşleri olmadan asla yaşayamazlar.Evimizi paylaşmalarının sebebi ise sevimli görünüşleri ve eşlerine olan bağlılıkları.Bu obur ikilinin bakımı , etrafı kirletmelerini saymazsanız çok kolay ,tek yapmanız gereken taze sularını ve yemlerini eksik etmemek.Üremelerini izlemek  istiyorsanız kafese hasır bir yuva koymanız yeterli.Yuvalarının içini örmeleri ve yumurtlamaya hazır hale getirmeleri muhteşem.


Hint Bülbülü beslemek isteyenler için biraz teknik bilgi ;




Zebra İspinozu

Zebra ispinozu (Taeniopygia guttata), Estrildidae familyasından Avusturalya'da ki çalılık ve ağaçlarda doğal olarak bulunan ve son yüzyıl içerisinde tüm Dünya'da sevilen bir ev hayvanı olarak yayılmış olan kuş türü. Türkiye'de daha çok Hint bülbülü adı ile tanılır, ama aslında Hindistan'dan gelmez ve bülbüllerle de akrabalığı yoktur.
Cinsiyet Ayrımı : Erkek ve dişi arasında birçok farklılıklar vardır. Erkeklerin gagaları kıpkırmızı olur,dişilerde ise bu renk turuncuya çalar. Bununla beraber erkeklerde görülen bazı karakteristik tüyler vardır (düz renkli mutasyonlar gibi bazı mutasyon erkeklerde bu tüyler olmayabilir,böyle bir durumda diğer farklılıklar gözlemlenmelidir). Yanaklarda mutasyon tipine göre turuncudan sarıya renge kadar yuvarlak yamalar,göğüs üzerinde, ortaya doğru siyah lekeler ve kuşun boğazına doğru enine zebra deseni gibi çizgiler,kanat altlarında turuncu üzerine beyaz benekli tüyler bulunur.Dişilerde bu tüy yapısına rastlayamazsınız. Ayrıca dişiler sadece basit ciklemeler halinde öterken erkeklerin kendilerine özgü gırtlaktan çıkardıkları vıcırdanmaya benzer ötüşleri vardır.
Beslenme :Besin olarak ençok ak darı, tohumlu bitkiler, ve böceklerle beslenirler. Kalsiyum dişiler açısısndan çok önemlidir. Zebra ispinozunun açık kahve, kestane kanatlı beyaz, gümüş ve krem rengi mutasyonları vardır.
Bakım: Bu kuşlar genellikle yatay olarak geniş kafeslerde ve kuşhane diye tabir edilen geniş alanlarda barındırılırlar. Çok fazla özel bakıma ihtiyaç duymayan zebra ispinozları için, sakin, günışığı alan ve cereyandan uzak bir köşe yeterlidir. Her gün taze yem ile temiz içme suyu veriniz ve yeşil yapraklı sebzeler ile kalsiyum kaynağı olan yumurta kabuğu,kalamar kemiği ve deniz kabukluları kırıklarını eksik etmeyiniz.
Üretim:Zebra ispinozlarının üreme güdüleri oldukça yüksektir,uygun şartlar altında üremeye oldukça hevesli ve iyi ebeveynlik yapan kuşlardır. Dişi kuş yuvaya ortalama 4-5 yumurta bırakır,kuluçka 14 gün sürer. Bu aşamada kuşlar yavruları için protein açısından yüksek gıdalara ihtiyaç duyarlar...